Ne Diyor Bu Şarkı?

Herkese selamlar. İlk yazımda sizlerle bu aralar çok kafayı taktığım bir konu üzerinde paylaşım yapmak istedim.”Ne diyor bu şarkı?”dan ne kadarı anlaşıldı bilmiyorum lakin trajikomik bir neticesi var.

Malum sözlü müzik eserleri iki sanat dalının birleşmesi üzerine meydana geliyor.Edebiyat ve müzik.İyi söz ve iyi müzik, güzel bir sanat eseri meydana getirebiliyor.Tabi ki güzelliğin göreceliği mevcut ama ülkemizde değişmeyen genel gerçekler var.Mesela basit sözlü şarkıların daha çok dinlenmesi gibi…Mantıken güzel duyuluyor.Ama söz konusu kriterimiz sanatsal yaklaşım olduğu için basitlik bizde sınıfta kalıyor.Bu tip durumlarda ben; eserin ahengini kendi çapımda ölçmek için düz yazı olarak okumayı tercih ediyorum.Bende bıraktığı etki üzerine değerlendirebiliyorum.Anlam bütünlüğü açısından.Karşıma da dolaylı ve doğrudan anlatım gibi 2 netice çıkıyor.Örneklersek; Dolaylı anlatım, söylenmek isteneni söylemeden söylemektir. 😀 Doğrudan ise söylenmek isteneni direkt söylemektir.Somut örnekler verecek olursak; Dolaylı anlatım için Feridun Düzağaç, Şebnem Ferah, Aşık Mahzuni, Neşet Ertaş, Aşık Veysel, Karacaoğlan, Barış Manço, Cem Karaca eserlerini örnek gösterebiliriz.Doğrudan için ise tirajı şaşılacak derecede yüksek şarkılara bakabilirsiniz.Lakin buradan şu anlam çıkmamalı: “Doğrudan anlatım kullanılmış bir beste kötüdür.” Kesinlikle değil.Burada devreye anlam bütünlüğü giriyor.60-70-80’ler dönemi Türkçe müziği gayet anlam bütünlüğü taşıyan bir doğrudan anlatıma ve ahenge sahipti.Şimdiki gibi şarkının ilk sözlerindeki duygusal ifade nakaratta kendini kaybediyor bir durum yoktu.

Türkiye’de müzikte doğrudan anlatım anlayışı hakim sürüyor ve maalesef durum içler acısı.Şöyle ki; şarkılar birşey anlatmıyor.Gerçekten anlatmıyor…Girizgahımız ayrılık acısı, sonra ne olduğu belli değil.Şarkı 120 bpm ve çevresi tempoda; plajdayız dans etmeliyiz.Sözler kimin umrunda.Duygusal başladık acı çekeceğiz, nakaratta git mi diyoruz kal mı diyoruz ya da kararsızlığı mı anlatıyoruz? Zaten bu karmaşadan çıkana kadar şarkı bitiyor ve sen ortada kalakalıyorsun.Ki kalıyorsan eğer hassas bir müzikal anlayışın var demektir.Daha acınası durum da şu ki; benim en çok canımı yakan: sözler çok kötü ama müzik harika…Eser bütünlüğü sıfır.Başka bir sanat dalından örnekle; Gökkuşağını siyah beyaz çizmek gibi.Muhakkak çizip anlatabilen vardır.Absürt yaklaşım başka.Ama bizimki çok çok başka…Komik olan da şu; bu karmaşa daha çok dinleniyor.Çünkü burada sanat satmıyor.Çok net! İspatı da baya fazladır ki bir kaç tespit yazayım.Teyit etmek kolay olsun.Türkiye’de sosyal medya kanallarında en çok tıklanan videolara bakın.En çok gişe yapmış filme bakın.En çok reyting almış programa bakın.Ve düşünün.Sanatkarlar bile pes etmiş durumda.Çünkü arz talep dengesi tepe taklak halde.Kendi için yaptığı güzide eserleri yayınlamayan bir dünya besteci var.Neden yayınlasın ki? Altına hadsiz yorumlar yapılsın diye mi? Ya da altında başka konularda küfürleşilsin diye mi? Şimdi burada edebi olarak yaklaşım yapalım.Bestelenecek şiir hece ölçüsü ile mi yazılmış? Hangi kafiye şeması var ya da aruz vezni mi? Yoksa serbest nazım mı? Ya da ben ne tür birşey yazdım? Ki bunlar zaten artık yapılmıyor, gerek kalmayabiliyor.Kimsenin söz yazarken bunu yaptığını sanmıyorum, ben de dahil. 😳 Ama prozodi diye de birşey var.Söz müzik uyumu kısaca.Onu sağlamak için de azcık dikkate ihtiyaç var.Buradan çerçevesini çizdiğim konu bir sürü örnekle çoğaltılabilir.Toparlayacak olursak; Birşey anlatmayan sözlü müzik eserlerine itibar etmeyiniz! Görüşmek üzere.  😎 

Hakkında Alper Kayman

Rockistasyonu.com'da Yazar - Necati ve Saykolar'da Elektro Gitarist

Diğer Haberler

“Sonsuz Döngü’nün İçine Davet” » Albüm Kritiği: Can Uzunallı – Sonsuz Döngü

Merhaba Rockistasyonu.com takipçileri ve Rock müzikseverler. Bilindiği üzere; Makine, Murder King başta olmak üzere; ülkemizin …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: