Çok değil; daha iki gün önce, bugüne dek yerli, yabancı bir çok rock, metal grubuna ev sahipliği yapmış olan Taksim’in en eski heavy metal barı Drck Txm, eski ve daha çok bilinen adıyla Dorock, kepenkleri kapatacağını duyurmuştu. Bu durum, yaşadığım şehir dolayısıyla oradaki etkinliklere katılamadığım, sadece bir kez yolum düştüğünde nasıl bir yermiş diye girip çıktığım bir yer olmasına rağmen, bir rock, metal müzik dinleyicisi olarak, en az oranın müdavimleri kadar beni de üzdü. Hatırlanacağı üzere iki yıl önce Kadıköy’ün simgelerinden biri haline gelen Shaft da kepenklerini indirmişti. İşletmecelik ilgi alanım olmadığı için ne mekanla ilgili, ne de işletiliş şekliyle ilgili bir şeyler söylemek haddime değil. Tabi ki Drck Txm‘in bu kararı almasında kendine göre haklı sebepleri vardır. Ki bu sebeplerden birinin Taksim’in ve İstiklal caddesi’nin eski dokusunun bozulmasının etkili olduğunu düşünüyorum. Belki de böylesi daha hayırlı olmuştur, belki de ilerleyen dönemde başka bir semtte tekrar metal müzik dinleyicisi ile buluşacaklardır, bekleyip göreceğiz…
Bilindiği gibi son dönemde rap müzik yükselişe geçti. Sosyal medya’da hemen hemen her gün, bilinenler dışında, yeni bir rap müzisyenin adını, şarkısını duymak, klibine rastlamak mümkün. Gündem yaratan “Susamam“, Ezhel’in “Olay“ı, Sayeder & Önder Şahin’in Ceza ile düeti “Komedi ve Dram” aynı gün yayınlandı. Bana göre üç şarkıda gerek anlam, gerek klip olarak birbirinden güzel. Genelde kulağa hoş gelen her müziği dinlediğim gibi, rap’te de kulağa hoş gelen her müziği dinlerim. O ona diss atmış, bu buna diss atmış benim için çok önemli değil. Kaldı ki Norm Ender‘i de, Ceza‘yı da Sagopa Kajmer‘i de ayrı ayrı severek dinliyorum 🙂 Özellikle benim de çok başarılı bulduğum Susamam‘ın yayınlanmasından sonra bir kesimin “aynı şeyi rockçılardan da bekliyoruz, rockçılar neden böyle şarkı yapmıyor, rockçılar şöyle, rockçılar böyle…” diye hayıflandığına hep birlikte şahit olduk. Halbuki; hepsini tek tek sayamayacağım kadar rock sanatçısı ve grubu çok önceden bu mesajları yerine ulaştırmaya çalışmıştı. Cem Karaca, Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi, Murder King, Hayko Cepkin, Ogün Sanlısoy, Duman, Fallen ilk aklıma gelenler… İlk aklıma gelmeyenlerin affına sığınarak bu anlamda, benim de bilmediğim pek çok rock müzik eserinin olduğuna da eminim.
Bir de rock müzik sektörünün durgun olduğunu, bu sıralarda pek üretim olmadığı konusunda söylenen bir kesim var. Bu fikre kesinlikle katılmıyorum çünkü sitemizde yeri geldiğinde, single‘dan klip‘e, konser‘den albüm‘e kadar günde en az 5 haber girdiğimi biliyorum. Bu arkadaşlara da, bizi veya bizim gibi mecraları daha yakından takip etmelerini öneriyorum 🙂
Evet, konuya kepenk indirmekle başladık, birazcık rap‘ten bahsettik ve müsaadenizle ben yine kepenk konusuna döneceğim. Son dönemde mekanların ekonomik sıkıntılar içerisinde olduğunu, bazı sanatçıların, grupların yine bu sıkıntılardan dolayı albüm yapamadığını, klip çekemediğini az çok biliyorum; tabir-i caizse gözlemliyorum diyelim. Mekanların, sanatçıların, grupların ve bunların dışında organizatörlerin, menajerlerin, yapımcıların vs. herkesin çektiği sıkıntılara, karşılaştıkları zorluklara saygı duyuyorum. Yine son zamanlarda özellikle, bir çok kişi tarafından bilinen bir yapım şirketinin gerçekleştirdiği festivallerle ilgili olumlu, olumsuz yazılar yazıldığını gördük. Benim de çeşitli sebeplerden dolayı o yapım şirketiyle ilgili olumsuz düşüncelerim olsa da burada bunları dile getirmek istemiyorum. Zaten konumuz da bu değil…
Mekanlar birer birer kapanıyor. Pek çok sektör gibi, müzik sektörü de bazı sıkıntılar içerisinde olabilir. Fakat biz olalım veya başka bir mecra olsun hiç önemli değil. Bu mecraların yaşadığı sıkıntılara, zorluklara hiç değinildiğine veya çözüm üretildiğine şahit olmuyorum. Ama en ufak bir hatamızda, yazdığımız yanlış bir haber metnin de, hatta bazen attığımız bir tweet’le günah keçisi ilan edilen bizleriz. Bu konuyla ilgili daha önce bir yazı ele almıştım ve şimdi o yazıyı tekrar okuduğumda, maalesef aynı sorunların devam ettiğini görüyorum.
Önümüzdeki ay Rock İstasyonu 9’uncu yılına girecek. Bu süre içerisinde Rock İstasyonu‘nu bunca emeğime, emeğimize rağmen hiç bir zaman ticari bir platform olarak görmedim. Rock İstasyonu için gelir sağladığımız zamanlar elbet oldu ama elde ettiğimiz geliri, sitenin yayın hayatına devam edebilmesi için yıllık domain, hosting gibi durumlar için harcadık. 9’uncu yıl demek; bizler için yeni bir heyecan, gurur demek olsa da, madalyonun bir diğer yüzü bu kısım… Bizi yakından takip edenler bilir. İki yıl düzenlediğimiz, geçtiğimiz yıl sonu da düzenlemeyi planladığımız “Yılın En İyileri” anketimiz için sponsor arayışımızın nedenlerinden biri buydu. O dönem mekanların bazılarıyla yüz yüze görüştüm, bir çoğuna mail attım. Hemen hemen hepsinden olumsuz dahi olsa dönüş alamadık. Bunları neden paylaşıyorum? Amacım kesinlikle duygu sömürüsü yapıp maddi yardım almak değil. Amacımız bu olsa çok şükür bu camiada veya camia dışında hatrımızın geçtiği dostlarımız var 🙂
Dikkat çekmek istediğim nokta; daha fazla geç olmadan Rock İstasyonu gibi; öncelikli amacı Türk Rock müzisyenlerine ve gruplarına destek olmak olan platformlara, rock veya başka bir müzik olsun, sanatla ilgili olsun, web sitelerimize, fanzinlere, dergilere, mecralara sahip çıkalım. Sahip çıkmaktan kastım yukarıda belirttiğim hosting, domain paramızı ödemek değil. Yapılan haberlerle ilgili etkileşimde bulunmak (paylaşım, beğeni, yorum vs…) bize verilebilecek en büyük destek. Maalesef bu desteği basın bülteni gönderen sanatçıların, grupların dışında bir çoğundan göremiyorum / göremiyoruz.
Korkarım ki bu desteği göremediğimiz için, bizim de kepenkleri indirmemiz fazla uzak değil…