Onuncu ayın onuncu günü, saat on buçukta yanmış mumun, ’20 yıl’ olmuş ve ihtiyar bir çocuk hala güzel ruhun.
Peki beni çok sevecekmisiniz? diye sordun ya bize; Bence tahmin ettiğinden de çok sevdik.İsmini uzun uzun söylememiz yerine, uzun uzun seni sevmemizi söyledin.
Bende bu yüzden 20.müzik yılı’nı geride bırakmaya hazırlandığın şu günlerde, kalemime sarılarak, seninle ilgili birşeyler karalamak istedim.
Kaldı ki bunca yıldır bize en güzel şarkılarını sunan, çizgisini bozmayan, sanatçı kimliğinin yanında mütevaziliği ile de bize kendine hayran bırakan bir insan için böyle bir yazı yazmak boynumuzun borcu.
Öncesinde ‘Beni Rahatta Dinleyin‘ ve ‘Köprüden Önce Son Çıkış‘ albümlerini yayınlamış olsan da, seni ‘Tüm Hakları Yalnızlığıma aittir‘ albümünde yer alan ‘Dipteyim Sondayım‘ şarkısıyla tanıdım.
Sonrasında ise ben kısaca ‘FD‘ diyerek, bugüne dek, biz rock dinleyicisinin gönlünde farklı bir yere sahip olacağının sinyalini verdin.
Tam lise yıllarında, içimizin kıpır kıpır olduğu, hepimizin yaşadığını düşündüğüm o platonik aşklar döneminde bize ‘Alev Alev‘ besten ile hislerimize tercüman oldun.
Kız arkadaşlarımıza ya da platonik aşklarımıza ‘Bugün orda da Cumartesi mi? Sen de beni benim kadar özledin mi? diye sordurdun.
Düşlerimizden geçenleri kitaplarda bulamayacağımızı, içimizde boğulurken hangi denizin nereye döküleceğinden bize ne’ elde gözyaşları ve boş umutlar dışında bir şey kalmadığını düşündüğümüzde yine imdadımıza yetiştin ve ‘Boş Ders Şarkısı’nı bize sundun.
Kimbilir belki biz de ‘Düşler Sokağı‘ndan geçtiğimizin farkında olmadığımız gibi, Bu işi aklımızla çözecek gibi değildik, seninle birlikte biz de kendimizi artık ‘Deli‘liğe vurmuştuk…
Aradan iki sene geçtikten sonra ‘Beni Bırakma‘, ‘Söz Ver’, ‘Yeniköy‘, ‘Çok Aşık‘ gibi hit şarkılarınla ‘Uykusuza Masallar‘ anlattın.
‘Hayat Neden Şekil Yapıyor?‘ sorusunun cevabını aradık, ama hala bulamadık.
Sonra ise senin ‘Gönül‘ verdiğimiz anlam ve duygu yüklü şarkılarına ‘Senin Yüzünden‘ daha da bağlandık.’Biçare‘ düşünürken, ‘Kül‘lerimizden yeniden doğduk ‘Başka‘ albümüyle…
Şarkılarının her birinin ayrı anlam ve duygu yüklü olduğunu, albümlerinin her birinin hem dinleyici, hem senin için ayrı yeri olduğunu biliyoruz.Fakat sana en çok teşekkür etmemiz gereken konulardan biri de 20 yıllık müzik hayatında sergilediğin duruşun, çizgini bozmamış ve mütevaziliğini kaybetmemiş olman.
Şu ana dek Feridun Düzağaç‘ın bir tane bile konserine gidememiş, kendisiyle yüzyüze görüşüp iki lafın belini kıramamış olmamıza rağmen bunları tüm samimiyetimle söylüyorum.
Umarım en kısa zamanda bir konserde de kendisiyle tanışma fırsatı bulacağız.Baktım olmuyor bu yaz Bozcaada‘ya çıkarma yapacağım, tabi Feridun abi kapılarını açarsa 🙂
Şunu da bir Fenerbahçeli olarak itiraf etmeliyim ki bence ‘Beşiktaş’lılığın vücut bulmuş hali’, insanı Beşiktaş’lı olmaya özendiren nadir ya da tek insanlardan biri benim için…
Eminim ki; bu ülkeye bir Feridun Düzağaç daha kolay kolay gelmez…
Yazımın sonlarına yaklaşırken bugüne dek bize kazandırmış olduğu değerli eserlerinden dolayı hem kendi adıma, hem de seni sevenler adına teşekkürü bir borç biliyor, bundan sonra da aynı şekilde duruşunu ve mütevaziliğini kaybetmeyeceğine inanarak Feridun abimize nice müzikli 20 yıllar diliyorum.
İyi ki varsın FERİDUN DÜZAĞAÇ!
Bir dahaki yazımda görüşene dek Kendinize iyi bakın…